Dönüş Yok
büyük bir savaş içindeyiz farklı görüşlerin bile etrafı sırtlanlarla sarılı kardelene benzeyen bir çiçeği istiyor hepsi, ben de büyük bir acı, büyük bir çaresizlik dolu her an kaybettiğimiz o geçmiş kuyusunun içindeyiz, eski hisler devam etmek aslında, dönmekle ilgili bir şey ancak hatırlayabildiğin kadar yaşarsın
Sonsuz Döngü
ayın beyaz günleri kırmızılığın açtığı çiçekler dur bir dakika, o da ne burası bildiğin kan yeri mühürlere hapsolmuş eller aynı eskinin yaşanmışı gibi geleceğin beklediği bir mazi farklı tenler, aynı hisler ben gerçekten haklıyım aynı mevsim, aynı sesler karanlığın çığlığını duyabilenler canımı bir an önce alın kış gününün soğuk geceleri ben dans eden bir kar…
Gelecektir Mazi
Geçmişi özledim Geçmişte yaşamayı Hayatım rüyalarım oldu Mazi başka nasıl yaşanılır Farketmedim özlemimi Anlamadan hayatım çalındı Biliyorum ne kadar aptalım Bunlar kaç kez yaşandı Ben kuşlar gibi uçmak istedim Kırdılar kanadımı Ben güneşle bir oldum Beni ilk o aldattı Ben çayırlarda gezerdim Şimdi oraya çöl yarattım Gelecektir mazi Hem de öyle bir gelecek ki! Ahımlı…
Sen Benimsin
Sen benimsin, havada bu rüzgar eserken Benimsin işte, akan göz yaşlarımız bile şahit olur Saçlarımızın buluştuğu bu havada sen benimsin Değilsen, tuttuğumuz aynı çiçeğin yaprakları kurur Gün olur, vakit dolar, yeşillik solar O gün dünya ayla beraber ağlar Anladım, gerçekten Kaybedilen o zaman bir daha gelmeyecek Oturduğumuz ahşap, çizik bank Koşuşturduğumuz yumuşak toprak Baktığımız şu…
Bölünmek
Kan akmayan bir savaş bu Kaçışı yok, ortası yok, barışı yok Çok anlamsız bir üstünlük mücadelesi İki tarafında kaybedişi Kim kimi yener, bilinmez Taraflar aynı, görüşler farklı Bitmeyen bir yol gibi Yenilmemek meselesi Kurak topraklarda savaşan katil ordusu Akmadığı halde gelen kan kokusu Geçmişe dönmek ve geçmişten kaçmakla ilgili biraz Sevmek ile nefret…
Siz Benim Baharıma Şahitsiniz
Size bir hikaye anlatacağım Bir gün çocuk, habersizce çekip gitmiş Duyduğuma göre siyah gökyüzünün yıldızlarından sıkılmış Koşuşturduğu yeşil çayırlar sararmış Size bir gerçekten bahsetmek istiyorum İstesenizde, istemesenizde dinleyeceksiniz Zira bu hayal, bizatihi sizsiniz Geçmişi unutmak, kolay olmuyor bazen Bazen sildim dediğin anılar, hayallerin oluyor, rüyalarına giriyor Size önemli bir sır vermem gerek Mazisi olmayanın, geleceği…
Maziyi Özlüyorum
Güneşli bir günde soğuk bir rüzgar esiyordu Bulutlar, parça parça giderken Mazi, hala ellerimi dişliyordu Neden böyle oldu, yaprak neden daldan ayrılır ki Tanıdıklarım, sevdiklerim, neden hep uzaktalar Nasılda geçmiş zaman Nasılda gitmiş mekan Eskiden, eskiden şırıl şırıl dans ederdik Uzak denen bir şey bilmezdik Gözlerimiz aynı güneşe bakardı Şimdi artık, biz, biz değiliz Yokuz…
Bir Ölüm Şarkısı Aç Kendine
bir ölüm şarkısı aç kendine sonra sor öldüm mü ben bu çıkan nefes son nefesim mi sor kendine bir insan ne kadar ölebilir hatırla o günleri geçmişe git anılara dal diğer bir deyişle öldüğün zamanlara geri dön sonra, tekrar sor kendine daha ne kadar ölebilirim ki
Geleceğe Tahmin
Bilmiyorum, o kadar çok şey var ki bilmediğim Neyi bilmediğimi dahi bilmedim Eskiden yaşanan şeyler Yada günler önce olan veyahut yıllar önce Unutuldu gitti artık Bilinen şey ise mazinin geleceğe dönüşmesiydi
00.04 Anısına Özel
Gün sonbahar, elimde kahve Yağma ihtimali olan kar’a bakıyorum Kahvemi yudumlarken, her defasında O anı hatırlıyorum İçimde bitmek bilmeyen bir hevesle Geleceği düşlüyorum Kuracak tek bir hayal dahi kalmamışken İçimden gelen bir ses, devam et diyor Direnemiyorum
Aklım Mazide
Zira ölümün yanaştığı hayat Kasvetli bir sonbahar sabahında Yağan yağmur damlacıklarının dans edişini izlemek kadar ızdırap doludur.
Hiç Benim Olmayan Sana
Hiç benim olmayan zaman Elimden her şeyi alıp götürdü Anılarımı bir bir siliyor Yaşanmışlıklar Ne idiği belirsiz bir okyanusa sürükleniyor Ağlıyorum tüm hüznümle Neden ağladığımı bilmiyorum . .