Gideceğim Buralardan
havada o tat, aynı esinti sadece ben varım, etraf güneşli anlatamam, o kadar huzur dolu ki kısa bir süre gideceğim buralardan aynı anda güneş ısıtıp, rüzgar nasıl soğutabilir bence ortamda büyük bir özlem var ilerlemek, tüm yaşanmışlığı yok saymak demektir 2017 mayıs, haziran
Bir Ölüm Şarkısı Aç Kendine
bir ölüm şarkısı aç kendine sonra sor öldüm mü ben bu çıkan nefes son nefesim mi sor kendine bir insan ne kadar ölebilir hatırla o günleri geçmişe git anılara dal diğer bir deyişle öldüğün zamanlara geri dön sonra, tekrar sor kendine daha ne kadar ölebilirim ki
00.04 Anısına Özel
Gün sonbahar, elimde kahve Yağma ihtimali olan kar’a bakıyorum Kahvemi yudumlarken, her defasında O anı hatırlıyorum İçimde bitmek bilmeyen bir hevesle Geleceği düşlüyorum Kuracak tek bir hayal dahi kalmamışken İçimden gelen bir ses, devam et diyor Direnemiyorum
Balo
Gökyüzü karanlıkla dost olurken Güneş korkudan kaçıyordu Eller alev gibi közleri tutarken Ayaklar artık bu yükü taşıyamıyordu Güneş köpürdü, deliye döndü Eller artık, zaman gibi kaçıyordu Gerçekten, zaman dahi kaçtı Herkes giderken bir bir Yada biz çıkarken oyundan Bir ses duyuldu etraftan Sözler döküldü yavaş yavaş Herkes duydu, ama, sadece iki kişi anladı .
Koridor
Bu koridordaydı her şey Hayatı başlatan Yahut sonlandıran bir şey Ölümün yanaştığı Karın durmadığı bir gece Hayatının bittiği Lakin nefesinin kesilmediği o gece Anlamı, amacı olmayan Olsa da olmasa da farketmeyen bir hayat Sahip olduklarının elinden kayıp gittiğini Anladığın andaki hissettiğin o acı tat Her defasında unutmaya çalışıp Kendi değerlerini hiçe saydığın her günün Sessiz,…
Prensibim
Niceleri gelip geçti senin hayatından Nefes almaya bile hakları yokken Onları yaşatmakla kalmadın Kendi hayatını da onların eline verdin Ve işte o kalbin Savrulup durdu bir yana Çocuk oyuncağı oldu Değersiz kaldı belkide (onlar için) Sen yaptın bunu kendine Ömrünü verdin, bir hiç için Oysaki ne sevenler vardı seni, şaka şaka Bir tek ben sevdim…
Saç Tellerin Gibiyim
Başındaki saç telleri gibiyim Bir bu yana, bir şu yana Sana deyebilmek için savruluveririm O güzel nefesin için Yüzüne düşedebilirim Sonuçta, ben bir saç teliyim Senin için ölebilirim
Aşk Diye Ölün
Zaman elbet geçip gidecek, insanlar birer birer gelip dönecek Yeniler, eskilerin yerine geçecek, kalpler bir başkasını sevecek Mazi, illaki dönüp sövecek Pişmanlıklar, hüzünler, imkansızlıklar; bir gün tekrar akla gelecek Her şeye yeniden başlanacak Yeniden ümitsizlik deryasına düşülecek Ah aşk, saç tellerinde kaybolan rüzgarlar, gözlerinden düşen damlacıklar, ah o yüz, güler yüzlüm benim Mimiklerini sevdiğim, dudaklarında…
Ölümle Yüzleşmek
Bakardım dünyaya anlamsızca Öyle akıllı görünüyordu ki insanlar Onları örnek almaya çalışırdım bir yandan Bir hiç uğruna Yakınlarına gittiğim anda gerçek yüzlerini görmeye başladım Oysa, ne şerefsiz, ne aptallar varmış Cennet dedikleri şu dünyada Kadının aptalı, erkeğin şerefsizi doldurmuş Dünyanın dört bir bucağını Aşkın adını öyle bir lekemişler ki Çocuk oyuncağı misali İşleri bitince bir…
Anneanne Evi
Bak pencereden Ne görüyorsun Ağaç, deniz, gökyüzü.. Ne fark eder Birlikte doya doya izleyebileceğin biri yoksa Hepsi aynı İçleri gam ve keder
Yalvarmam Mı Gerekir
Yalvarmam mı gerekir sana Sevmem için izin de mi alayım Beni nasıl aldattığını anlatsana Bir kez daha kahrolayım Bilirsin sana olan bakışlarımı Anlaman için kalem mi olayım Gittiğini unutmak için ne yapmalı Bu yüreğe nasıl savaş açayım Ben, ben parmağındaki yüzüğü gördüm Bir daha ellere nasıl bakarım Yalvarmam mı gerekir sana Evleneceğin günü nasıl unutayım…